Gönüllü Emek / Amatör Foto-Graf
Gönüllü Emek / Amatör Foto-Graf – Uğur Okçu
Eski bir denizci, Gemi Makineleri Mühendisi, Baş Çarkçı ve aynı zamanda eski bir foto-grafçı Uğur Okçu. Meraklı, düşünen ve araştıran, zihninde oluşturduğu foto-grafları yapabilmek için mevcut ekipman üzerinde teknik yenilik-değişiklik tasarlayıp yapabilecek yeteneğe sahip çok önemli ustalardan biri.
‘Deneysel Foto-grafi’nin önemli isimlerinden Uğur Okçu’nun 90’lı yıllarda analog ekipman üzerinde tasarladığı değişikliklere ve sonrasında yaptığı çok özel foto-graflara tanığız.
Yeniden tasarlanıp düzenlenmiş, yenilenmiş, değiştirilmiş analog ekipmanla ve ağırlıklı olarak pozitif filmle (dia) gerçekleştirilen bu ‘özgün’ çalışmaları ‘deneysel foto-graf’ düzleminden başka bir yere konmak olası değildir. Sonuçta nasıl bir görüntü atmosferi ortaya çıkacağını bilerek ön hazırlıklarını yapan usta foto-grafçı için sürpriz sonuç da söz konusu değildir. Ortaya çıkan görüntüler, olmasını beklediği görüntülerdir.
Ortalamanın çok uzağında duran, kendine has, çıtası oldukça yüksek bu çok farklı foto-grafların her birinin geri planında bir fikir var. Her bir foto-graf ve/ya her portfolyo, bir şey anlatmak üzere yapıldı, hazırlandı. Kesinlik ifade eden cümlelerden oldum olası kaçınmamıza karşın, birebir tanık olduğumuz, fikir alt yapısını, hazırlık safhasını ve devam eden süreci takip ettiğimiz böylesi durumlarda tereddüt göstermeden kesin ifadeler kullanabiliyoruz. Okçu’nun analog foto-grafi döneminde yaptığı bu özel çalışmanın arka planını biliyoruz. Düşüncelerini paylaşmaktan imtina etmedi, sürecin her aşamasında neler yaptığını anlattı. Her zaman uçuk, farklı, yeni, çizginin ötesine geçen şeylere kafa yoran ustanın sohbetleri sırasında bunları paylaşmaktan imtina etmediğine pek çok kişi tanık olmuştur.
‘Sanat ortamı’na sunulan bu gibi çalışmaların, ülkemizin kültür-sanat hayatına çok değerli birer katkı olduğunu teslim etmemiz gerek. Gördüğünü değil, düşündüğünü foto-grafik eyleminin konusu yapmıştır Uğur Okçu. Çok açık ki, alışılagelen foto-grafik görüntünün ötesine geçmiş, alışık olunmayan yepyeni görüntüler ortaya koymuştur. Hayata bakışını, olayları ve olguları ele alışını, deneyimlerini, gözlemlerini, analizlerini, öngörülerini, özetle duygu ve düşünce dünyasını foto-grafın diliyle ortaya koymaya çalışan ve bunu, yaptığı deneysel çalışmalarla başarabilen ender ustalardandır.
O, bir ‘sanat insanı’dır.
Kuşku yok ki eseri, O’nu dair tesbitimizi teyid eder niteliktedir.
Diğer bütün çalışmaları bir yana, sayın Okçu’nun foto-graf terminolojisine “Scanograph” adıyla kazandırdığı bu çalışması dahi tek başına, O’nun ülkemiz foto-grafında müstesna bir yeri olduğunu gösterir.
Kanaatimizce tek sorun, bu denli önemli-kıymetli çalışmaların kitaplaştırılmamış olmasıdır.
Uğur Okçu aynı zamanda Türkiye’deki ilk sanal foto-graf dergisini (www.fotografya.gen.tr) kuran ve yürütülebilmesi için çabalayan bir insandır. Yayın kurulları ve emek koyan insanlar zamanla değişse de, dergi hâlâ aktiftir ve son derece önemli dosya konularını işlemeye devam etmektedir.
Foto-grafın entelektüel boyutuyla hangi ölçüde ilgili olduğunu, gerek yaptığı deneysel çalışmalarla, gerekse hayata geçirdiği dergiyle anlamak olasıdır. Bununla birlikte, kurucusu olduğu derginin (Fotografya’nın) 14.sayısında yer alan “Işık Çiz (Photography – Fotoğraf – Işıkçiz – Ardışık-Işıkçiz)” başlıklı yazısı, O’nun çok daha geniş bir perspektiften meselelere baktığına delalet eder. Daha da ileri bir adım belki, babadan kalma evi özellikle amatörlerin/ileri amatörlerin rahatça sergi yapabilmelerini sağlamak üzere yeniden düzenleyip bir sergi salonu haline getirmesidir. Kendisine ait bir mekânı bu şekilde foto-graf dünyasına yararına sunması takdire şayandır. Hayatı adeta durduran, herkesi evine hapseden pandemiye kadar çok sayıda sergi yapıldı, o mekânda.
Ve şimdi yine öncü olma özelliğinin gereği olarak ilk sanal sergi salonunu oluşturdu (http://x-hall.ada.net.tr). Kendisini foto-grafik görüntü üretimiyle sınırlamayan usta, denizciliği noktalamadan önce, denizde yaşama ilişkin uzun soluklu bir de video çalışması yaptı. Deniz serüvenini noktaladıktan sonra, birkaç karada, en çok da Asya topraklarında şantiyelerde görev yaptı. İnternet olanaklarının henüz pek gelişmemiş olduğu o zamanlar bile internet üzerinden iletişim kurup çeşitli foto-grafik etkinliklerde bulundu. Son yıllarda ise, hemen her yıl foto-grafçı grupları oluşturup Afrika Safari gerçekleştirdi. Dernek ortamlarından da uzak değildir Uğur Okçu. Profesyonel foto-graf ortamındaki dostlarıyla sıkı bağları bulunmakla birlikte, amatör ortamı da yakından takip eder ve ihtiyaç duyulduğunda destek verir.
Bütün bu yapıp etmeler, O’nu foto-graf entelejansiyasının önemli bir parçası haline getirmiştir.
Değerli usta, sanat insanı Uğur Okçu’nun dağarcığında hepimizi şaşırtacak yeni ve başka foto-grafik eylemler bulunduğuna kuşku yok.
Gün olur, onları da izler ve ayakta alkışlarız.
Tekin ERTUĞ